Cuma, Temmuz 22, 2005

Tatil

Bu hafta sonu tatile çıkıyorum. İstikamet Antalya/Olympos. Fırsat buldukça yeni resimlerle sayfayı güncellemeyi planlıyorum. Şimdilik hoşçakalın...

Çarşamba, Temmuz 20, 2005

Mum Işığı

Çarşamba, Temmuz 06, 2005

Vazelon Manastırı

Kıvrıla kıvrıla yollar çıkar dağlara, pencereler açılır sonuna kadar, yeşilin, çiğ düşmüş yaprakların, toprağın kokusu dolduruverir ciğerlerinizi ve bir mutluluk yayılır tüm vücudunuza. Elinizi uzatınca yabanıl otlar, çeşit çeşit çiçekler değer parmak uçlarınıza, yollar sanki ilk defa geçiliyormuş hissi yaratır insanda. Toprak havaya karışır, hava saçlarınıza;toz, toprak, bozuk yollar yıldıramaz artık sizi. Maceradır bunun adı.
Araba yolu bir yere kadar götürür, işte asıl macera bundan sonra başlar. Taşlar kıpırdanır ayaklarınızın altında, duyulan tek ses budur adeta. Şehir gürültülerine alışık kulaklarınız şaşırıverir buna, sesszlik ağır gelmeye başlar. Renk renk çiçekler, ufak tefek böcekler eşlik ederler yol boyunca. Hele bir de yaklaşınca uçurumun kenarına doğanın ihtişamı seriliverir gözler önüne.
Kıvrıla kıvrıla yollar çıkar dağlara, götürüler sizi taa gideceğiniz yere. Bana göre ayrı bir beceri ister bu yollarda araba kullanmak; tek arabanın sığabileceği genişlikte ve bir yanı uçurum olan yollardır bunlar. İşte bu nedenle ben pek de cesaret edemem.
Yine bir Pazar günü düştük yollara; yolların bizi nereye götüreceğini bilmeden. Trabzon' dan Maçka' ya ilerlerken "Vazelon Manastırı" levhası kaynatıverdi kanımızı; şoför mahalinde yapılan ufak bir değişiklikle çevirdik rotamızı dağların doruğuna doğru. Doğa her zamanki cömertliği ile karşıladı bizi. Vazelon Manastırına ne eşim ne de ben daha önce gitmemiştik. Araba yolu bir yere kadar geçit verdi, sonrası ayaklara şenlik. Manastıra çıkış yolu biraz zahmetli, yorulmayı göze almalısınız. Şayet jeep kullanmıyorsanız araba ile manastırın kapısına kadar gitmeniz de biraz güç bir olasılık. İşin güzelliği de bu diyerekten başladık o eşsiz doğada yürümeye. Fakat manastırdaki bakımsızlık, ilgisizlik çok üzdü bizi. Bir an önce manastırın ve yolunun düzenlenerek turizm'e açılması gerektiği düşünceleri ile ayrıldık oradan.
Kıvrıla kıvrıla yollar çıkar dağlara...Karışınca tekrar şehir gürültülerine, doğadan kalma bir tebessüm kaldı dudaklarımızda.

Salı, Temmuz 05, 2005

Trabzon' a Siyah-Beyaz Bir Bakış...

Her insana yaşadığı şehir güzel mi gelir yoksa bazı şehirler gerçekten güzel midir? Ve bazı şehirler "bizlere" rağmen ayakta kalabilmek, güzelliklerini koruyabilmek için savaşırlar. Trabzon da o savaşı veren şehirlerden. Düzensiz çarpık kentleşme sonucu doğadan ve denizden kopan bir kent halini almış Trabzon. Fakat tüm bu olumsuzluklara rağmen yine de ben buradayım demekten geri kalmıyor.
Yukarıdaki fotoğraflar Trabzon' un Arnavut kaldırımlı ara sokaklarından...