Salı, Mart 14, 2006

İşyerimin Şımarık Köpeği...

Pazartesi, Mart 06, 2006

Aşkın dili, kuş dili

Bu sabah da her sabah olduğu gibi erkenden uyandım, burada o kadar temiz bir hava var ki, yataktan kalkmak eziyet gibi gelmiyor insana. Çalar saati kullanmayı bırakalı tam tamına 4 yıl oldu. Şehirde yaşadığım günleri hatırlıyorum da nasıl sürüne sürüne kalkardım yataktan, her sabah ayrı bir işkenceydi benim için. Şimdi daha güneş yeni yeni doğarken uyanıyorum, nasıl dinç, nasıl da mutluyum. Sabah mutluluğumu güzel demlenmiş çay ve mükerrer bir kahvaltıyla tamamlıyorum. Bu kahvaltı öyle hızlı hızlı yapılan bir kahvaltı da değil üstelik; bütün lokmaları güzelce çiğniyorum, her yediğim yiyeceğin tadını özümsüyorum adeta. Elbette tek başıma değilim, ailem yanımda, şehirde kariyer planlaması yaparken en fazla bir çocuğa sahip olabilirim derken, 4 çocuğum var şimdi. Öyle neşeli ve öyle mutlular ki, toprakla, hayvanlarla, insanlarla haşır neşirler burada, apartman katında televizyon ve bilgisayarlarla değil. Yanakları kıpkırmızı tıpkı çizgi filmelerdeki gibi. Güzel bir bahçem ve hayvanlarım var bir de tabi güzel dostlarım.
Birden arabanın stabilize bir yola girmesiyle uyanıyorum rüyamdan ve de hayallerimden. Uzungöle giderken gözümde bu sahneler var. Ama biliyorum ki orada farklı sahnelerle karşılaşacağım. Çünkü yeni bir dizinin çekimleri var Uzungölde; "Aşkın dili, kuş dili". Halamın çocukluk arkadaşı, devlet tiyatroları sanatçısı Maral ÜNER için gidiyoruz oraya. Yanımızda fırından yeni çıkmış, bir tepsi su böreği ile birlikte. Uzun gölün güzel manzarası ve hoş sohbet unutturuveriyor havanın soğuğunu bizlere. Bir de dijital makinemin şarj problemi olmasa diyorum kendi kendime, börek ve bol tereyağıyla pişmiş kuymağın fotoğrafını çekememenin hüznüyle fakat keyifli bir gün geçirmenin hazzıyla ayrılıyoruz Uzungölden.